… Hellenlerin topraklarında geliştiğini bildiğimiz bütün tiplerin, yabancı ülkelerden etkilenmeden, baştan başa yerli birer buluş olduğundan kuşku duyulmamalıdır.
5. yüzyılda birçok ev planının yalınlığını ve donanımının çok para tutmadığını kabul edebiliriz. Atina’da saptanamayan birçok ev olmalıdır. Bu döneme ilişkin kalıntılar yetersiz ve dağınıktır. Ama Demosthenes, yönetici yurttaşların evlerinin hiçbir biçimde öteki yurttaşlarınkinden değişik olmadığını söylerken belki de konuşma sanatının gerektirdiği dili kullanıyordu.
5. yüzyılda (MÖ) Hellenler mimarlık açısından ellerinden gelenin en iyisini tapınaklarla kamusal yapılarda uygulayarak özel konutların gösterişsizliğine razı oldular.
Bir yerin kutsal sayılması, çeşitli etkenlerden kaynaklanıyordu. Mağaralar, pınarlar, koruluklar, tepelerin dorukları, akarsu ve deniz gibi fiziksel özellikler saygı uyandırırdı.
Hellen tapınağı bir ev, tanrının eviydi, ya da en azından bir evin asıl salonunu simgelerdi. Bu, tanrılarını insan biçiminde düşünen bir dinin yorumlanış yoluydu.
Genel bilgi için okay. Fazlasını beklemeyin. Ayrıca kitabın editörlüğü iyi yapılmamış. Dipnotlarda sıkıntılar var: Kimisi bir sonraki sayfaya kaymış kimisi doğrudan atlanmış.
Tekrar tekrar dönüp okuyacağım bir kitap. Aslında tam anlamıyla kavradım diyemeyeceğim fakat önemli birçok nokta yakladım. Sürekli not almam gerekti fakat tam anlamıyla bu işi yapabildiğimi söyleyemem. Hellen mimarisi ve düzeni konusunda ayrıntılı ve ekstra bilgiler var. Tek nokta sanki görsellerin biraz daha çoğaltılması ve bazı örnekler görsellerin altında daha çok işlenseydi daha iyi olur gibiydi. Çünkü okurken anlamada güçlük ve kopmalar yaşadığım çok oldu sürekli geriye dönmek zorunda kaldım, haliyle kitabın bitişi biraz uzadı.